Black Mirror’da 4.sezon başladı.

Black Mirror’da 4.sezon başladı.

“Geldi… Black mirror tüm ürpertisiyle 4.sezonuyla geri döndü”

Haftalık bilim-kurgu, distopya film öneri bölümümüzün konseptinde bir değişiklik yaparak sadece bir haftalığına konuk olarak bir diziyi ağırlamak istiyoruz. Bu dizi ise son yıllarda adından çokça söz ettirmiş aynı kulvarda yarıştığı dev bütçeli birçok filmi geride bırakacak düzeyde olan ve akademi ödüllerinde “en iyi tv dizisi bölümü” ödülünü de alarak akıllara kazınan: Black Mirror! Dün itibariyle 4. sezonu yayınlanan dizi, her bölümü farklı oyunculardan, senaristlerden ve yönetmenlerden oluşuyor. Yayınlandığı zamanda tam olarak kendini kabul ettirememiş olsa da son iki yılda kitlesini gitgide artıran “Kara ayna”, şimdilerde milyonlarca hayranı olan ve her bölümünde en olmadık korku senaryolarıyla karşımıza çıkan IMDB’de de zirveyi zorlayan bir dizi konumunda…

GELECEKTE YAŞADIKLARIMIZIN ÖN GÖSTERİMİ

Çok yakın veya çok uzak olması tartışılır bir zamanda, bilinmeyen bir yerde geçen dizide teknoloji çok ileri düzeydedir ve insanlar bu teknolojiye tamamen tabi olmuşlardır. Teknolojiye tabi olan insanların bazıları bilinçsiz kullanımından hayatlarını en olmadık çıkmazlara sokup mahvederken bazıları da bu yüksek teknolojinin esiri olurlar. Black mirror’un en can alıcı noktası da burada başlıyor; izlediklerimizin, halihazırda şu anda yaptığımız birçok şeyin gelecekteki yaşantımızın ön gösterimi gibi hissettiriyor olması. Kim bilir, belki de şu an yaşadıklarımız 50 yıl öncesinin bir “black mirror”ydı…

ACABA BUNLAR GERÇEK OLUR MU?

Black Mirror, biraz İngiliz havası olduğu için (İngilizler’in yapımlarında daha çok iç ülke pazarına hitap eden bir hava vardır) ve alışılmışın dışında bir iş yaptığı için başlarda biraz antipatik gelebilir ancak şu an yaşadıklarımızı kara bir ayna gibi adının da hakkını vererek soğuk duş etkisi yaşatarak anlatması kalite farkını gözler önüne seriyor. Her bölümünde “acaba… Acaba bunlar gerçek olur mu?” gibi sorular aklımızın bir köşesinden sürekli dönüp duruyor. Black mirrorda karakterler telefonlarını, bilgisayarlarını veya gelecekte yaratılan ultra teknolojik cihazlarını birer itici güç olarak hayatlarında, içlerinde birer gizli düşman gibi besliyor. Fakat ne hazindir ki bir türlü o cihazlardan kopamıyorlar, ta ki hayatlarını yerle bir edene kadar, ta ki soğuk suyla değil buzlu suyla duş alana dek, ta ki omuzlarından tutulup boyunları kırılacakmışçasına sarsana dek… Bu cihazların gerçek yüzünü gördüklerinde ise her şey için çok geç kalmış oluyorlar.

HİPNOZ OLMUŞÇASINA…

Black mırrorda genel mantığı iç karartıcı ve korkutucu gibi gelebilir ancak dizinin dünyasındaki insanların yaptığı fütursuzca hataları ve -isteseler bile- bu girdaptan çıkamama durumunu görünce beyninizden vurulup hipnoz olmuşçasına diziyi izlemeye devam ediyorsunuz. Ve teknolojinin gelişiminin nereye gittiğini ve bize nasıl bir gelecek sunacağını düşünmeden edemiyorsunuz. Bu yönüyle diziyi salt “dizi” gözüyle değil de söylediklerine kulak vererek izlemek faydalı olacaktır.

Tag Bulutu :

Admin
Admin

Admin hakkinda

Yorumlar

  • Hiç yorum bulunamadı. İlk yorum yapan siz olun.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız gösterilmeyecektir. Gerekli alanlar (*) ile işaretlenmiştir.